Buse Gümüş ile Röportaj

Nemesis Kitap On Air, bugünkü yayınına ikinci yazar röportajıyla devam ediyor :)

Düşlerimin Prensi kitaplarıyla okurların beğenisini kazanan Buse Gümüş, röportaj konuğumuz oldu ve sizler için, sorduğumuz soruları cevapladı. 

* * *

- Bize kendinden bahseder misin? Bir günün nasıl geçer?
Ben üniversite son sınıf öğrencisiyim. Günümün çoğu okulda geçiyor. Fırsat buldukça kitap okumak için vakit ayırıyorum. Gün içinde yürüyüş yaparken yüksek sesle müzik dinlemeyi de çok severim. Günlük aktivitelerim arasında yorulmazsam, uykum gelene kadar bilgisayarın başında kurgularımı sayfalara aktarmaya çalışıyorum.

- Yazmaya ne zaman başladığını sorsak? İlk yazdığın yazıyı/hikâyeyi hatırlıyor musun?
Hatırlamaz mıyım hiç? Daha öncesinde kısa öykü, deneme tarzında yazılar yazmıştım ancak roman türünde bir kurguyu yazmaya on beş yaşımda başladım. Okuduğum bir fantastik roman için, “Ben bundan daha iyisini yazarım,” diyerek kalemi elime aldım ve neredeyse beş yüz sayfalık bir fantastik kurguyu kâğıtlara aktardım. O kâğıtları hâlâ saklarım, günün birinde düzenleyip gün ışığına çıkarmayı planlasam da şimdilik sadece uzak hayallerimden bir tanesi.

- Önce forumda ve facebook’ta ondan sonra da Wattpad’de tanıdı okurların seni. Seni, yazdıklarını insanlarla paylaşmaya iten neydi?
Yaklaşık üç sene fantastik kurgumu yazdıktan sonra üniversite hazırlık sınavları için ara vermek zorunda kaldım. Sınav stresinden boğulmuş haldeyken arkadaş tavsiyesiyle bir hikâye forum sitesine üye oldum ve bu hayatımı değiştirdi diyebilirim. Daha önce kağıda yazdıklarımı yalnızca birkaç kişi okumuştu ve sosyal ortamda paylaşmamıştım. Ancak o siteyi keşfettiğimde amatör olarak yazdıklarımı okuyucularla buluşturmak için dayanılmaz bir istek duydum. İki sene sonra da facebook ve wattpad aracılığıyla daha çok kişiye ulaşma şansı yakaladım.

- Okurlarınla ve seni takip edenlerle sürekli iletişim halindesin. Aldığın geri dönüşler nasıl?
Okurlarımı çok seviyorum. Elbette mükemmel değilim ve eleştiri aldığım noktalar oluyor. Ancak bugüne kadar çoğunlukla olumlu dönüşler aldığımı söyleyebilirim, yazdıklarımın sevilip beğenilmesi beni inanılmaz mutlu ediyor.

- Yazmaya başladığında bu denli beğeni alacağını ve bu serüvenin seni kitap çıkarmaya kadar götüreceğini düşünmüş müydün?
İmkansız olduğunu düşünmeme rağmen, en büyük hayalim bir yazar olmaktı. On beş yaşındaydım ve bir gün insanların elinde kitaplarımın olacağını hayal ediyordum. İlk twitter hesabımı açtığımda kendinden bahset bölümüne “Bir gün bestseller yazarı olacağım, bak şuraya yazıyorum…” diye iddialı bir cümle yazmıştım hatta ve hâlâ orada duruyor. Hayallerimden bir tanesi de budur. Kim bilir belki o da olur. Çok istedikten sonra her şey mümkün.

- İlham kaynakların nelerdir?
Gerçekten bilmiyorum. Genelde nereden geldiğini anlamadığım bir dürtü ile yazıyorum. Bir word sayfası açıkken bir anda kelimeler kendiliğinden akıp gidiyor. Yeni bir kurguya başlamam da bir anda olan bir şey, ilk cümleleri yazıyorum ve kurgu kafamda şekilleniyor. Bazen kendimi zorlasam da saatlerce bir kelime bile yazamadığım anlar oluyor. O yüzden ilham kaynağım şu diyemiyorum.

- Düşlerimin Prensi’nden bahsedelim mi birazda? Düşlerimin Prensi nasıl ortaya çıktı? Tamamen kurgusal mı yoksa gerçeğe dayanan noktaları var mı?
Düşlerimin Prensi, 2012 senesinde bir hikâye forum sitesine üye olduğumda yazmaya başladığım bir hikâyeydi. Kişiler ve olaylar tamamen kurgudur. Karakterlerin bazı özellikleri gerçek kişilere dayanıyor ama küçük şeyler bunlar. Mesela Rüya karakteri çayı sıcak içemez, tıpkı benim gibi.


- İçinde yazma tutkusu olan ama henüz bu yola adım atamamış ya da daha yolun başında olan yazar adaylarına tavsiyelerin var mı?

Hep söylediğim bir şey var. Yazmak, tutku ve yetenek işidir. Eğer içinizde yazma tutkusu varsa mutlaka peşine düşmelisiniz. Yazarak, eleştirilerek kendinizi geliştirmeli ve bu yolda sizi pes ettirmeye çalışan kimseye kulak asmamalısınız. Kendiniz için yazın, kurgunuzu ve karakterlerinizi sevin. Kendimden örnek vermem gerekirse, ben kurgularımdaki olayları -en azından çoğunu- gerçek hayatta yaşanabilecek şekilde yazıyorum ve daha samimi olduğuna inanıyorum. Böylece okuyan herkes hikâyenin içinde kendinden bir şeyler buluyor.



Kelimelerle Buse:

 - Kendini üç kelimeyle tarif etmeni istesek…
Sabırsız, merhametli, fedakâr.

 - Düşlerimin Prensi’ni anlatan üç kelime…
Aşk dolu, heyecanlı ve umut verici.

- Yazmak deyince aklına gelen üç kelime…
Mutluluk, huzur, vazgeçilmez.

- Senin için çok önemli üç olay…
Yazmaya başladığım ilk an, ilk kitabımı elime aldığım an, ilk imza günüm.

- Geçmişini, bugününü ve geleceğini anlatan üç kelime…
Geçmiş; tecrübe kazanmak.
Bugün; anı yaşamak.
Gelecek; umut etmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI